Konuşurken, hitapda bulunurken

Konuşurken çok dikkatli olmak zorundasınız. Nerede, ne zaman, nasıl ve ne şekilde hitap etmeniz gerektiğini de bilmeniz gerekmektedir. Konuşma tekniklerinden, hitabet şekillerinden, bu hususla ilgili inceliklerden haberdar olmanız ve hayatınızı ona göre tanzim etmeniz gerekmektedir.

► Dilinizi düzeltin ve düzgün kullanın. Dilinizin telaffuz ve yazım kurallarına riayet edin, kültür seviyenizi yükseltin.

► Muhatabınız bir kaç sıfat sahibi ise, ona en yüksek sıfatını kullanarak hitap etmeyi tercih edin.

► Devletin üst düzey yetkililerine, yüksek rütbeli ve makamlı memurlarına, yabancı diplomatlara, komutanlara resmi sıfatlarıyla hitap edin.

► Nezaketli, zarif ve ince ruhlu olun. Hanımlara 'hanımefendi', beylere 'beyefendi' diye hitap edin.

► Genellikle tanıştırma fasıllarında soyadı ile birlikte 'sayın' sözcüğünü kullanın. 'Meslek' sıfatını ise soyadından önce kullanmayı tercih edin.

► Birisiyle konusurken, birilerine hitap ederken insanların yüzlerine bakarak, gözlerinizi gözlerine temas ettirerek konuşmaya özen gösterin. Birisiyle konuşurken gözlerinizi oraya buraya dolaştırmayın, ilgisizlik belirtisi vermeyin. Karşınızdakine değer vermiyorsunuz izlenimi uyandırmayın.

► Üniversite öğretim üyelerine ve görevlilerine 'hocam' diye hitap edin.

► Diplomatik dil kullanmasını da bilin. Yabancı büyükelçilere 'Sayın Büyükelçi' anlamına gelecek sözcük kullanın.

► Yazılı hitaplarda, tanıştırma hitaplarında ve konusmalarda askerlere rütbeleriyle hitap edin. Üstler astlarına rütbeleriyle, astlar üstlerine ise rütbenin önüne 'sayın' sıfatını yerleştirerek hitap etsin. Sivil kişiler, asker kişilere hitap ederken hem rütbeleriyle, hem de 'sayın' sıfatını kullanarak hitap etsin.

Tanışma ve tanıştırma

TANIŞMA

► Tanışmadan maksat; iki yabancının yabancılıktan çıkmaları, tanış hale gelmeleridir. Tanıştırılanlar, artık birbirleriyle selamlaşır ve konuşurlar, arkadaşlık ve dostluklar oluştururlar. Uzun ömürlü yakınlıkların zeminini hazırlarlar.

TANIŞTIRILMA

► Konumları ve durumları itibariyle daha az önemli olanları, daha çok önemli olanlarla tanıştırın.

► Bir toplantıya sonradan gelenleri, daime daha önceden gelenlerle tanıştırın. Sonra gelen çok önemliyse tersini uygulayın

► Konumları ve durumları eşit olanları aynı anda tanıştırın. Öncelik ve sonralık ayrımı yapmayın. Burada alınganlık gösterilmemesi gerektiğini bilin.

► Tanıştırılma sırasını gözetin:
-Küçüğü büyüğe,
-öğrenciyi hocaya,
-memuru amire,
-ast rütbede olanı üst rütbede olana,
-erkeği kadına,
-tek kişiyi topluluğa,
-yeni gelenleri önceden gelenlere takdim ederek tanıştırın.

► Bir kimseyle tanıştırılan erkek ayağa kalksın. Tabii ki ağır hastalık gibi hallerin istisnai durumlar olduğunu unutmasın.

► İhtiyar bir erkek, genç bir kadınla tanıştırılacak ise önce kadının adını söyleyin, kadını erkeğe tanıştırın.

► Herhangi bir zaman diliminde iki kişiyi birbiriyle tanıştırmak isteyen, gayet nazik ve güler yüzlü hareket etsin. Tanıştırılma hitabına, kişilerle olan samimiyet derecesine, yaşlarına ve sosyal statülerine uygun bir davranış biçimiyle hareket edilsin.

► Yaşça büyük olan elini uzatmadan, küçük olan elini uzatmasın. Küçük, büyükten önce hal hatır sormasın.

► Tanıştırılanlar, birbirlerine isimlerini söyleyerek tanışsın.

► Ayaktaki oturanla tanıştırılıyorsa, oturan ayağa kalkarak tanışsın.

► Bir tek kişi, oturmakta olan bir çok kimseyle tanıştırılırken; oturanların ayağa kalkması beklenmemelidir.

► Aileden birini, birisiyle tanıştırırken soyadını söylemeyin, adını söyleyerek tanıştırın.

► Özel hayatınızda kendinizi tanıtırken konumunuz ve durumunuz hakkında ölçülü bilgi verin. 'Gösteriş meraklısı birisi' izlenimi verir durumuna düşmeyin.

► Tanışmalarda ve tanıştırmalarda, her şeye rağmen sahte isim vermemeye özen gösterin. Küçük yalanlar yüzünden ileride büyük sıkıntılara düşebileceğinizi daha başından düşünün.

Selamlaşmada diğer kurallar

► Verilen selamı almazlık etmeyin, hakaret eder durumuna düşmeyin. Hakerete de maruz kalmayın.

► Toplu halde olan insanların yanına vardığınızda nezaket gereği, önce kadınlara; sonra çiftlere, daha sonra da tek başına olan erkeklere selam verin.

► Toplum hayatında neyi, ne zaman, nasıl görmeniz ya da görmemeniz gerektiğini bilin. Selamlaşmada bu noktaya da dikkat edin.

► Cadde, sokakta veya herhangi bir yerde hiç tanımadığınız kimseler size selam verdiğinde almazlık etmeyin. Selamı veren, düşmanınız bile olsa selamını alın. ancak verilen selam bir nezaket ifadesi olmaktan çıkmış, bir yüzsüzlük ifadesi olmuşsa o zaman böyle birinin verdiği selamı almayabileceğinizi de bilin.

► 'Hello!', 'Çav', 'Bay bay!', 'Hişt!', 'Selam!', 'Selam, ne haber?' gibi ciddiyetsiz sözcüklerle selamlaşmayın. 'Merhaba'nın selam yerini tutmayacağının farkında olun.

► Şapkalı olan, şapkasını çıkararak selam versin. Ama elleri doluysa (eşya vs. ile) o zaman başı ile selamlaşsın.

► Şapkalı birini herhangi birisiyle tanıştırırken, şapkasını çıkarması gerektiğini ona uygun bir dille bildirin.

► Kendi konumunuzdan ve durumunuzdan aşağıda olan birini şapkanız varsa, çıkararak selamlamanın kibarlığın alameti olduğunu unutmayın.

► Sancak töreninde ve cenaze merasimlerinde şapkanızı çıkarın ve elinize alın.

► Kalabalık yerlerde kişilere, özel ve isimlendirerek selam vermeyin.

► Herhangi bir yerde, herhangi bir kimseyle konuşurken, yanınızdan gelip geçenlere selam verip laf yetiştireceğim diye uğraşmayın. Bu hal, karşınızdaki insana saygısızlık ve 'hesaba katmazlık' sayılır. Kibarlığı ve zarifliği elden bırakmayın.

► Resmi dairelerde, bir makama girerken, başınızı eğerek selam verin.

► Selama anında karşılık verin, aradan uzun bir süre geçmesini beklemeyin.

► Selamlaştıktan sonra, selam verene, misafirlmere 'erhaba' deyin, güler yüz gösterin, iltifatı onlardan esirgemeyin.

► Bir toplantıda önce ev sahibini selamlayın, sona diğerlerine selam verin.

► Selamı haksızca bir işinizin görülmesine ve riyakar davranışlara asla alet etmeyin; selamı selamın anlamına aykırı olarak kullanmayın.

Selamlaşmada genel kurallar

► Erkeğin kadını, gencin yaşlıyı, yeni gelenin orada hazır bulunanları, memurun amirini önce selamlaması gerektiğini bilin.

► yürüyenin duranı, az olanın çok olanı, arabada ve at gibi binit üstünde olanların yaya olanları selamlaması görgü gereğidir.

► Ne çok yüksek sesle, ne çok alçak sesli selam verilir. Ses tonu muhatabın durumuna göre ayarlanır. Selam verirken veya alırken sesinize kibirli bir ton vermekten kaçının.

► Selam verene kibarca ve sevecen bir şekilde karşılık verin. Verilen selamı duymazdan gelmeyin.

► Bir iş yerine girdiğinizde önce selam verin, sonra 'hayırlı işler' dileyin.

► İbadet edene, derin bir tefekkür ve ilmi meşguliyet içinde bulunana selam vermeyin ve onların selam almalarını beklemeyin.

► Dini ve milli örfümüze uygun selam,'Selamün aleyküm' diye verilir. 'Ve Aleyküm selam' diye alınır. Selamlaşmaya 'rahmet' ve 'bereket' ilavesi de yapmak isterseniz 've rahmetullehi ve berekatühu' diyerek yapın.

► Örfümüze uygun selam vermenin yadırgandığı veya olumsuz anlamlar yüklendiği yer ve durumlarda, o çevrenin teamüllerine uygun selam vermekten kaçınmayın.

► Örfümüzde selam vermenin 'Sünnet', selam almanın 'Farz' olduğunu da bilin.

Selamlaşma

Selam saygıdır, sevgidir. Selam,insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirir ve güzelleştirir.Selam, insanların birbirine güven duymasıdır.Selam; dostluktur,paylaşımdır, kardeşce bir yaklaşımdır. Selam, kötü düşüncelerden uzaklaşmayı sağlar.Selam esenlik, huzur ve mutluluk ikliminde buluşmayı temşn eder.Selam, karşılıklı 'iyilik dileme' anlamına gelmektedir.

Selam nezaketin bir kuralıdır. Selam insan olmanın gereğidir. Selam insana özel ve çok güzel bir davranış biçimidir. Selamlaşmayı önemseyin ve selam vermekten üşenmeyin

Davranışlarınıza dikkat edin!

İnsan, yaradılış itibariyle en değerli varlıktır. Değerli bir varlık olan insanlar arasındaki ilişkilerde davranışlar çok önemlidir.Davranış biçimleri ise kişiliğinizin ve kimliğinizin aynasıdır.
Güçlülerin güçsüzleri ezmesi, kendini üstün görerek büyüklenenlerin başkalarını hor-hakir görmesi, hoşgörüden, sabırlılıktan, iyilik severlilikten uzak tutumlar içinde olunması, acımasız tavırlar sergilemesi gibi haller, kişilerin olumsuz ve işe yaramaz bir kişilik ve kimlik içinde olduklarını gösterir.
Bunların aksine olumlu bir tutum ve davranış içinde olmak ise elbetteki güzel, hoş, sevimli, işe yarar, farklı ve faydalı bir kişiliği ve etkinliği ortaya koyar. O halde şu kurallara dikkat edilmelidir:

► Başkalarının yanında onları yok sayarak şarkı,türkü vs. mırıldanmayın, ıslık çalmayın. Sıkıldıysanız, sıkılganlığınızı belli etmeyin. Saygısızlık olarak algılanabilecek davranışlar sergilemeyin.

► Bir toplantıya, bir misafirliğe, bir topluluğa, bir aile meclisine veya başka bir yere gittiğinizde somurtkan bir yüzle oturmayın. Can sıkıcı ve saygıya ters bir tutum içinde olmayın. Kimseyi sizin bu halinizi görmeye zorunlu kılmayın. Derdiniz büyükse, olmanız gereken yerde bulunun.

► Başkalarının yanında olabildiğince güler yüzlü, sevecen, mimik ve bakışları düzgün, üstünlük hissi taşımayan, aşağılık duygusuna da kapılmayan bir tutum içinde olun.

► Adınızı onurla koruyun ve ekmeğinizi helal dairedeki çalışmalarınızla kazanın.

► Açlıkla gün geçirmeye razı olun, ama asla bilgisizlik içinde kalarak gün geçirmeye razı olmayın. Bilgi nerede bulunursa bulunsun tereddüt etmeden, utanç duymadan alın.

Bebek beklentisi sırasında ve dogum sonrası uyulacak kurallar

► Anne babalar müjdeli haberi eşe dosta hamilelikte üçüncü ayın sonunu bekledikten sonra vermelidirler.Bu hususta aceleci olunmamalıdır.

► Müjdeli haberden hemen sonra 'yeni dünya misafiri' için giyim, kuşam, kundak, bez, bakım hazırlıkları içine girilmelidir.Özellikle anne adayının annesi bu işlerle ilgilenmelidir.Herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

► Anne ve baba bebeğine milli ve manevi değerler ölçüsünde, ahlaki kurallara, temel örf ve adetlere uygun bir isim bulma çabasında olmalıdır.

► Yeni doğan bir bebeği görmeye gittiğinizde çok yaklaşıp sokulmadan uzaktan ilgilenmeye özen gösterin

► Bebek görmeye gelenler fazla oturmasın. Kendilerine ikram edilen lohusa şerbetini içsin.